Sıddık Bey,
Bizi kandırmaya çalıştığınızı falan düşünmüyorum doğrusu. Sadece sizin deyiminizle inanma konusunda biraz bonkör davrandığınızı düşünüyorum o kadar.
1976 yılında bir öğretmenimiz "Duyduğunuzun hiç birisine inanmayın yalan olabilir, gördüğünüzün de yarısına inanın; yanlış görüyor olabilirsiniz" diye söylemişti ve bu söz benim hâla çok hoşuma gider, ona göre davranırım. Bağışlayın, inanma konusundaki cimriliğim ondandır.
Konu ile ilgili yaşadığım bir olayı anlatmak isterim izninizle:
Çalışma zamanında kurumdan çıkıp 200 metre ötedeki bakkala gittim (çok yavaş yürüsem 5 dakikada yürümüşümdür) birisi, kurumdan bir arkadaşın arabasının orada olup olmadığını sordu, orada olduğunu söyledim. Başka birisi orada olmadığını söyledi, kurumdan çıkıp oraya gelmişim orada olduğunda çok eminim. Vardı yoktu derken arkadaş arabası ile kurumun bahçesine girdi (meğersem benden sonra çıkmış, benim arkam dönük olduğu için görmemişim, tartışırken içeri girdiğini de tartıştığım arkadaş görmedi arkası dönük olduğu için). Biz orada olup olmadığı konusunda iddiaya girdik ve orada olup olmadığını birlikte görmek için bakmaya gittik. Giderken her ikimiz de kazanacağımızdan eminiz; Ben içeri girdiğini gördüğüm için eminim (her ne kadar daha önce çıktığını görmesem de), arkadaşım da dışarı çıktığını gördüğü için (Daha sonradan içeri girdiğini göremediği için) emin.
Sonuç: Gittik baktık oradaydı, iddiayı ben kazandım.